TEFSİR ÖNERİSİ

Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki Kuran çok derin bir kitap olduğundan mütevellit onu okumak biz sıradan insanların yapabileceği bir iş değildir.Bu işi ancak Allah dostu olan büyük Alim Zat’ların yapması uygundur.Bize düşen ise bu büyük Alim Zat’ların TEFSİR KİTAPLARINI okumaktır.Cilt cilt tefsir kitaplarını tam olarak okuduğumuz ve anladığımız vakit ancak Kuran okumaya başlayabiliriz,Kuran akılla değil geleneksel öğretilerin getirisiyle anlaşılır çünkü din akıl dini değil nakil dinidir….. Yazımızın bu şekilde başlamasını isteyen arkadaşlarımız varsa onlar için kötü bir haberimiz var:Bu yazıda Geleneksel Zihniyeti dürtükleyici ögeler mevcuttur.Bu şahıslar için önerimiz :

1-yazıyı okumaya başlamadan önce derin bir nefes almaları,

2-beyinlerini yeni ve açık fikirlere karşı uygun duruma getirmeleridir.

Bu işlemleri gerçekleştirdikten sonra artık yazımızı okuyabilirsiniz:

Kuranı anlamak konusunda kullandığımız (!) kaynaklardan biri de tefsir kitaplarıdır.

Bu tefsir kitapları sanıldığı üzere Kuran’ı bizim anlamamız mümkün olmadığı için araştırmamız,okumamız gereken kitaplardır.

Şimdi bu iddianın doğru olup olmadığını Kuran’ın öncülüğünde işleyelim :

“Onu (Kuran’ı) aceleye getirip dilini oynatma. Onu toplamak da okutmak da bize düşer. O halde, biz onu okuduğumuzda, sen onun okunuşunu izle. Sonra onu açıklamak da bizim işimiz olacaktır.” (75: 16-19)

“İnkârcılar dediler ki: ‘Kuran ona toptan, bir kerede indirilseydi ya!’ Biz böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça okuduk. Onlar sana bir örnek getirdikçe, biz sana hakkı ve en güzel yorumu getiririz.” (25:32-33)

Furkan Suresi’nde geçen biz sana hakkı ve en güzel yorumu getiririz ifadesinin arapçası AHSENA TEFSİR’dir ki bu EN GÜZEL TEFSİR demektir.

Yani bu ayetlerde Rabbimiz biz insanlara gönderdiği MESAJIN açıklayıcısının(tefsir edicisinin) YALNIZ VE YALNIZ kendinin olduğunu söylemekte,KİTABINI HİÇBİR BEŞERİ AÇIKLAMAYA MUHTAÇ KILMAMAKTADIR.

YANLIŞ İDDİA:

Elçinin görevi Kuran’ı sadece bir postacı gibi iletmek değildir. O, bu ilahi mesajı açıklamanın yanı sıra onun üzerine yorum yapmakla da yükümlüdür. Birçok Kuran ayetinde ona Kitap’tan bilgi verildiği söyleniyor. Peygambere verilmiş olan Kuran’ın bilgisi ve tefsiri geleneksel din kitaplarında bulunmaktadır. Bu durumda Kuran teoriyi oluştururken geleneklerin derlendiği eserler Kuran’ın tefsiri, açıklaması konumundadır.

DÜZELTME:

Bakara Suresi 129. ayette geçen “kendilerine Kitap’ı ve bilgeliği öğretecek, onları temizleyip arındıracak bir resul” ifadesinden de anlaşılacağı gibi elçinin tek görevi insanlara Kuran’ı okumak değildir. Ancak bilgeliği öğrenmek için birçok farklı mezhep tarafından oluşturulmuş ve peygambere atfedilen geleneksel kitaplardan faydalanma fikri temelsizdir. Peki bu durumda elçi, Kitap’ın bilgisini nasıl öğretmiştir? Biz bu açıklamaları nereden bulabiliriz? İşte bu önemli soruların cevaplarını yine Kuran veriyor.

Allah, Kuran’ın kendi kendisini açıklayan bir kaynak olduğunu söyleyerek, Kuran’ı anlamak için başka hiçbir geleneksel kaynağa ihtiyacımız olmadığını belirtiyor. Kuran gerçekten de bu yönüyle sıradan kitaplardan çok farklıdır. Genelde kitaplarda, belli bir konu bir yerde tartışılır ve böylece her konu ilgili bölüm başlıkları altında ele alınır. Buna karşın Allah’ın Kitap’ında konular kitap boyunca çeşitli bölümlere dağıtılmıştır.

Örneğin, Allah’ın Kitap’ının “boşanma” konusu hakkında ne söylediğine baktığımızda 2. sure olan Bakara Suresi’nde, 4. sure olan Nisa Suresi’nde, 33. sure olan Ahzab Suresi’nde ve 65. sure olan Talak Suresi’nde yer alan ayetleri incelememiz gerekmektedir. Bütün bu ayetleri bir arada incelersek Kuran’ın “boşanma” konusunda ne söylediğini öğrenebiliriz. Ve bu incelememiz sonucunda şunu görürüz ki her ayet bir diğerini açıklamakta ve aydınlatmaktadır.

Allah bu metodu kullanarak -yani bir konuyu Kuran boyunca farklı yerlerde tekrar ederek- Kuran’ın kendi kendisini açıklamasını mümkün kılmıştır. Nitekim Kuran’ın bu özelliği ayetlerde şöyle dile getirilir:

“Bak, iyice kavrayıp anlamaları için ayetleri nasıl çeşitli biçimlerde açıklıyoruz.” (6:65)

“Muhakkak ki biz, bu Kuran’da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.” (17:89)

Allah, Kitap’ında konuları değişik yerlerde ele almış, bir yerde tamamen açıklanmamış bir konuyu başka yerde açıklamıştır. Bir ayet diğerini aydınlatmaktadır. Üstelik Allah’ın elçisi olan peygamberin de Kuran’ı Kuran ile açıkladığını biliyoruz.

“İşte biz, ayetleri çeşitli biçimlerde böyle açıklıyoruz. Öyle ki sana: ‘Sen ders almışsın’ desinler ve biz de bilen bir topluluğa onu açıkça göstermiş olalım.” (6:105)

Yukarıdaki ayet açıkça gösteriyor ki peygamberin Kuran hakkında verdiği dersler Kuran’daki konuları aydınlatmaya yönelikti. Bu dersler yukarıdaki ayetlerden de anlaşılacağı üzere yine Kuran’a dayanıyordu. Başka bir deyişle Kuran kendi kendisini açıklayan bir kitaptır. Bu gerçek, inanmayanların itirazlarını ortaya koyan şu ayette de açıkça görülmektedir: “İnkârcılar dediler ki:

‘Kuran ona toptan, bir kerede indirilseydi ya!’ Biz böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça okuduk. Onlar sana bir örnek getirdikçe, biz sana hakkı ve en güzel yorumu getiririz.” (25:32-33)

Bu ayetler bizi önemli bir konuda bilgilendiriyor. İnkârcıların “Kuran neden bir defada indirilmedi?” sorusuna karşılık, Kuran’ın aşağıdaki nedenlerden ötürü parça parça vahiy edildiği anlatılmıştır:

1) Böylece elçinin kalbi güçlü kılınacaktır. Ayetlerde geçen “Biz böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça okuduk.” ifadesi bu durumu doğrulamaktadır. Böylece elçi cesaretlendirilmiş, Kuran ayetlerinin vahyi esnasında güçlü olması konusunda tembihlenmiştir.

2) Böylece inkârcıların sorularına ve getirecekleri itirazlara Kuran tarafından tatmin edici cevaplar verilecektir. “Onlar sana bir örnek getirdikçe, biz sana hakkı ve en güzel yorumu getiririz.” ifadesi bu gerçeğe işaret eder.

3) Kuran’ın parça parça indirilmesinin bir diğer amacı ise Allah’ın Kitap’ının en kusursuz şekilde açıklanmasını sağlamaktır. “Onlar sana bir örnek getirdikçe, biz sana hakkı ve en güzel yorumu getiririz.” cümlesi bu gerçeğe işaret eder. Böylece Allah ayetlerin açıklanması için başka ayetler indirmiştir.

Allah’ın Kitabı’nın yorumlanması için geleneksel kitaplara ihtiyaç yoktur. Allah, Kuran’ın bu özelliği sayesinde elçisine Kitap’ını açıklamış, elçi de Kuran’dan öğrendiklerini diğer insanlarla paylaşmıştır.

Peygamber Kuran’ı açıklamak için başka bir kitap kullanmadığı gibi ümmetine de başka bir kitap bırakmamıştır çünkü Kuran’ın açıklaması yine Kuran’ın içindedir. Allah’ın Kitap’ında bir konunun çeşitli yerlerde ele alınarak açıklandığını söylemiştik. Bununla beraber Kuran’ın mesajını anlayabilmek için Kuran üzerine derin düşünmek ve kafa yormak gerekmektedir. Öğrenme ve araştırma becerilerini kullananlar için Kuran’ın mesajı netleşecektir:

“Derin derin düşünen bir topluluk için ayetleri böyle ayrıntılı olarak veriyoruz.” (10:24)

“İyice araştırıp kavrayan bir topluluk için ayetleri biz tam bir biçimde ayrıntılı kıldık.” (6:98)

Allah bizleri Kuran üzerine kafa yormak ve onun üzerine derin derin düşünmek ile öğütlemiştir:

“Sana bu mübarek Kitap’ı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.” (38:29)

Görüldüğü gibi Kuran üzerine derin derin düşünme görevi tüm nesillere verilmiştir. İnsanlar ilahi kılavuz olan Kuran’ın ışığında yaşadıkları dönemin sorunlarına çözüm aramalıdırlar. Kuran’ın anlamı bir konudaki ayetlerin çeşitli surelerde tekrarlanması ile açıklanacak, bir yandan da insanlar Allah’ın istediği gibi akıllarını ve entelektüel birikimlerini Kuran’ı anlamak için kullanacaklardır. Takip eden ayetler bu durumu daha da açıklıyor:

“Bak, anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl açıklıyoruz!” (6:65)

“Bak, delilleri nasıl açıklıyoruz. Onlar hâlâ yüz çeviriyorlar!” (6:46)

Allah, Kuran’ın müfessiri, yani açıklayıcısıdır. Ve daha önce de belirttiğimiz gibi, bir ayetin açıklaması konuyla ilgili başka ayetlerin vahyi ile gerçekleşmiştir. Bu yüzden Allah Kuran’da şöyle buyurur:

“Çok merhametli (Allah). O öğretti Kuran’ı.” (55: 1-2)

Allah Kuran’ı indirmek, tamamlamak ve korumakla kalmamış, onu açıklamıştır da:

“Onu (Kuran’ı) aceleye getirip dilini oynatma. Onu toplamak da okutmak da bize düşer. O halde, biz onu okuduğumuzda, sen onun okunuşunu izle. Sonra onu açıklamak da bizim işimiz olacaktır.” (75: 16-19)

yaklaşık kuranvegercek

Ayrıca kontrol

Şuayb ve Medyen Halkı

Şuayb ve Medyan Halkı hakkında ayetler, Konulara göre ayrılmış ayetler ve sıralanmış ayetler ...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir